20 yıl önce, 24 Mart 1999…
NATO’nun 19 üyesi savaş ilan etmeden Birleşmiş Milletler Antlaşmasını bozarak, özerk bir ülke olan Yugoslavya’yı bombardımana başladı. 21. yüzyılın tüm emperyalist müdahaleleri bu saldırganlıktan güç alırken devrimci hareket gereken dersi çıkarabildi mi?
Baştan beri bu savaş, önceki savaşlardan çok farklıydı: BM’ye aldırmadan başladı, gerçek nedeni hiçbir zaman kamuoyuna açıklanmadı. Öncelikli savaş alanı halka ilişkilerdi ve sosyal-demokrasi adı altında sol entelektüellerin savaş karşıtı her eyleminin engellenmesinin de savaşa katkısı kesindi.
Bombardımanda 89’u çocuk olmak üzere 2500 sivil hayatını kaybetti. Ancak sayıların yüzü yok. Sayıların umudu, gülüşü ve özellikle korkusu yok. Sayılar kimlik gözetmeksizin kurbanları insanlıktan çıkarıyor. Zaten, NATO’nun propaganda makinesi sayılardan bile bahsetmiyor. Propaganda dili o kadar sinik ki bombardımanda katledilen Arnavut kurbanlara bile “munzam zarar” diyebiliyordu. Katledilen insanlardan değersiz eşyalar gibi söz ediyordu ve kamuoyu gık çıkarmadan bu söylemi kabul etmişti.
Đakovica’da evlerini terk edip bombalardan kaçmaya çalışan 64 Arnavut, Koriša köyünde 87 Arnavut mülteci katledildi. NATO’nun işlediği yalnızca bu iki katliamı Račak katliamıyla karşılaştırsak bile emperyalizme kinimizin gerçek büyüklüğü anlaşılabilir. NATO’ya göre Račak katliamında 45 Arnavut sivil katledilmiş. Račak olayı Batılı kamuoyunu savaşa hazırlamalarında temel rolü oynadı.
Medeniyetin değeleri, demokrasiyi ve basın özgürlüğünü koruyan NATO’nun 19 üyesi eski Yugoslavya’da, Arnavut mültecilerin katletmesinin yanında çeşitli insanlık dışı canavarca suçlar da işlediler: devlet televizyon istasyonu bombalanarak 16 çalışanı öldürüldü; Lužani’de bir köprü saldırısında, füze köpürünün üstünden geçen otobüsü vurup 40 sivili karbonlaştırdı; Surdulica şehir merkezi üç defa, çevresi ise en az on defa bombalandığı için 50 sivil hayatını kaybetti ve şehrin dörtte biri yıkıldı; Niš şehrinde, kullanımı yasak parça tesirli bombalar ile 16 sivil katledildi; Grdelica’da bir tren bombalandı 50 sivil öldürüldü; askeri hiçbir yapı olmayan Aleksinac şehrinde 17 kişi katledildi ve en az 700 sivil bina yıkıldı; Novi Pazar şehrinde sivil bir binaya yönelik saldırıda 11 kişi hayatını kaybeti, biri babasının kucağında ölen iki yaşındaki çocuk… Varvarin’in köprüsünde 1000 kişinin bulunduğu anda köprüye saldırıldı ve 10 sivil öldürüldü; Belgrad’daki Çin Büyükelçiliğine yönelik saldırıda üç Çin’li diplomat öldürüldü…
Katliamlara ek olarak seyreltilmiş uranyum kullanıldığı için, NATO bombardımanı Yugoslavya halklarının yüksek oranda kanser olgusu ile karşı karşıya kalmasının da başlıca sebebi oldu. Günümüzde de Sırbistan, Avrupa’da kansere bağlı ölüm oranlarının en yüksek olduğu ülkedir.
Hangi bahaneyle insanlığa karşı bu savaş suçunu işledi NATO? Emperyalist ana akım medyaya göre Yugoslav heyetinin Kosovalı Arnavutlarla barış anlaşmasını imzalamamış olması askeri müdahaleyi gerektiriyordu. Yugoslav heyetin Rambouillet Anlaşmasının şart koştuğu Kosova’nın genişletilmiş özerkliğini reddettiği anlamına mı geliyor bu durum? Hayır, Yugoslav heyeti Kosova Arnavutlarına bağlı her şartı kabul etmişti ve parlamento bu şartları onaylayıp uygulamıştı. Ancak, özerklikten başka Rambouillet Analaşması’na NATO’nun ASKERİ şartları da eklenmişti. NATO’nun askeri şartları, Yugoslavya topraklarında ve hava sahasına özgür erişimine ek olarak diplomatik dokunulmazlığı da kapsıyordu. Yugoslavya, bağımsızlığı ve uluslararası hukukça kabul edilmiş egemenliğini teslimiyeti reddettiği için bombalandı.
Bu müdahalenin sonuçları bugüne kadar uzanıyor. Müdahaleden hemen sonra Avrupa’nın ikinci büyük ABD üssü kuruldu Kosova’da. Kosova’nın tek taraflı bağımsızlık ilanı, uluslararası hukuka aykırı bir şekilde kabul edilerek gelecek emperyalist projelere de örnek oldu. Kosova savaşından sonra Kürt milliyetçi hareket, Kürt sorununun çözümü olarak emperyalistlerden Kosova senaryosunu uygulamasını istedi. Emperyalistler jeostratejik hedeflerine ulaşmak için Kosova senaryosunda kazandıkları deneyimleri Afghanistan, Irak, Libya ve Suriye’de de uyguladılar.
Kara propaganda ve bombardımana ek olarak, emperyalistlerin Kosovo zaferini sağlayan bir diğer etken de sözde sol, ilerici ve devrimci hareketin bir parçasıydı. Emperyalistleri hoşnut eden solcu entelektüeller, savaşı meşrulaştırıp tozpembe göstermeye çalışırken, kendine “devrimci”, “anti-emperyalist” diyen örgütler kurbanı cellatla aynı kefeye koyarak emperyalistlere karşı uluslararası dayanışmayı etkisiz hale getirdiler. Yirmi yılın ardından bu durum hiç değişmedi.
Devrimci hareket Kosova savaşından hangi dersleri çıkarmalı?
-
Öncelikle emperyalizm barış getiremez. Barış yerine sürekli çatışma durumunu yaratır.
-
İkinci olarak emperyalist müdahaleyi durdurmak için tek yol var: uluslarası dayanışma.
Kosovo savaşı boyunca Türkiye devrimci hareketi Yugoslav halkına desteğiyle enternasyonalizmin örneği oldu. İki halk savaşçısı, Selçuk Akgün ve Sadık Mamati, biri Kürt, biri Laz, ABD Konsolosluğuna karşı gerçekleştirilen eylemde şehit düştüler. Onların tek düşmanı ezenlerdir, emperyalistlerdir. Onların dostu, yoldaşı ise ezilen bütün haklardır. Yugoslavya halkları 99’da Amerikan saldırısına karşı direnirken, onlar bu direnişinizi yüreklerinde hissettiler ve sessiz kalmadılar.
HALKLARI BİRBİRİNE DÜŞMAN EDEN MİLLİYETÇİLİK VE EMPERYALİZİMDİR. HAKLAR BİRBİRİNE DÜŞMAN EDİLDİKÇE, SADECE EMPERYALİZM KAZANIR, KAYBEDEN HAKLARDIR.